ERKEK ANATOMİSİ

ERKEK ANATOMİSİ
ERKEK ÜREME ORGANLARI VE GENİTAL ORGANLAR
Üreme organları kadınlarda ve erkeklerde vücudun dışında ve içinde yer alır. Erkeğin dış organları penis ve erbezlerini oluşturan testislerdir. Genel olarak erkek anatomisi testosteron hormonunun etkisi altında şekillenir ve kadın anatomisine göre daha güçlü ve daha iri bir yapıya sahiptir. Erkeklerde testosteron yalnızca anatomiyi değil,  duygulara da akseder. Erkekler kadınlara göre daha az duygusal ve daha mantıksal davranışlar sergilerler.
PENİS
Vücutta biriken idrar ve sperm hücrelerini dışarı atılmasını sağlayan erkek organıdır. Boyutları kişiye göre değişim gösterebilir. Kişide cinsel uyarılara bağlı olarak sertleşir ve boyu uzar. Penisin sertleşmesini ve uzamasını sağlayan etken penisin içyapısını oluşturan hücrelerin kan ile dolmasıdır. Cinsel uyarı geçtikten hemen sonra normal boyutuna döner. Penis erkeğin en önemli ve en hassas organlarından biridir. Penisin tam ortasından üretra denilen idrar kanalı geçer. Üretranın işlevi ise hem meniyi hem de idrarı dışarı çıkarmaktır. Erkek uretrası kadınlarınkinden daha uzundur. Bu nedenle kadınların idrar yolları hastalıklarına yakalanması daha kolay olur.
TESTİS TORBASI
Skrotum içine yerleşmiş olan testis içinde sperm kanallarının bir kısmını ve çok sayıda damar barındırır.
TESTİSLER
Torbanın içinde bulunan iki adet testis, sperm hücrelerinin üretiminin yapıldığı ve testosteron hormonunun salgılandığı vücut parçalarıdır.
Testisler yaklaşık olarak aynı ebatlarda olmasına rağmen yapı olarak solda bulunan testis sağda bulunan testisten biraz daha aşağıdadır. Var olan her testis içeriğinde ufak ve kıvrık yapıya sahip sperm hücreleri bulundurur. Testisler LH hormonunun salgılanmasıyla testosteron hormonu üretirler.

Erkek çocuklar çocukluktan erişkinliğe geçtiği dönemlerde daha önce az miktarda salgılanan testosteron hormonu bu dönemde daha fazla salgılanır ve ses kalınlaşması, vücuttaki kasların daha da gelişmesine ve erkek türü kıllanmaların olmasına neden olur. Ergenlik dönemi ile beraber sperm üretimi de başlar.

Zayıflamak

ZAYIFLAMAK
Günümüz çağında artık kilolu kalmak kader olmaktan çıkmıştır. Kim istemez ki sağlıklı ve fit bir görüntüye sahip olmayı. İstenilen vücuda sahip olmak için sağlıklı beslenmenin yanında doğru yapılan spor gelir. Sadece sağlıklı beslenilerek zayıflanmaz ama formunuzu koruya bilirsiniz. Ya da sadece cardiyo yaparak da zayıflayamazsınız zayıflamak için mutlaka ikisini de yapmanız gerekir. Vücutta yağ depolayan horman insülün olduğu için vücuttaki yağ sadece cardiyovasküler egzersizleri ile atılır. Fazla kiloların çoğu vücutta depololan yağlardır. Nasıl hızlı kilo verebilirim diye düşünenler varsa bunu akıllarından öncelikle çıkarmamaları gerekir. Nasıl kalıcı ve sağlıklı kilo veririm diye düşünenlerin öncelikle vücutlarını tanımaları gerekmektedir. Bölgesel kilo vermek artık çok kolay önemli olan kişinin azimli ve kararlı olması gerekir.

Bayanlarda daha çok rastlanılan kilo problemi cardiyo ve ağırlık çalışarak ortadan kalkabilir. Örneğin; bayanlarda çok görülen kol arkası sarkmalarında ağırlık makinaları önerilmektedir. Ve bunun gibi bölgesel zayıflama da kullanılan birçok alet vardır. Sadece kilo vermek için sağlıklı ve güzel bir görüntü, fit bir vücut elde etmek için her gün mutlaka kişi kendine zaman ayırmalı ve en az 15 dk spor yapmalıdır. Kilo vermek isteyen kişinin mutlaka öncelikle rutin sağlık kontrolünden geçmesi ondan sonra bir uzman tavsiyesiyle cardiyovasküler aletlere başlaması önerilmektedir. Olası sakatlıkları önlemek ve istenilen sonuca sağlıklı ve çabuk ulaşabilmek için mutlaka uzmana danışılması şarttır. 

Yatay kondisyon bisikleti

YATAY KONDİSYON BİSİKLETİ
Yatay kondisyon bisikleti kolay bir cardiyo egzersiz aletidir. Kullanımı oldukça kolay olup çok tercih edilenler arasında yer almaktadır.  Artık her gün fitness salonlarına gitmek yerine evde kullanımı tercih edilmektedir.  Yatay bisiklet fazla kilolu kişiler tarafından tercih edilmektedir. Arkasında dayanağı olduğu için kullanımı kolay ve rahattır. Diz ve eklem problemi olanlar kişilere uzmanlar yatay kondisyon bisikletini önermektedir.  Sokakta bisiklete binmek yerine ev de binilmesi hem daha sağlıklı hem de daha konforlu olduğu için evde kullanımı daha çok tercih ediliyor. Yatay kondisyon bisikletini haftada 4 gün 30 - 35 dakika kullanılması tavsiye edilmektedir. Düzenli kullanımı sonucunda vücut direncini arttırdığı için olası hastalıklar önlemiş olur. Uzman önerisi tarafından kullanıldığı takdirde kemik ve kas yapısını geliştirir. Yatay kondisyon bisikletini yeni kullanmaya başlayanlar için doğru nefes alıp vermek güzel sonuçlar elde edilmesine yardımcı olur. Kilo vermede oldukça faydalı bir alettir. Her gün düzenli ve doğru şekilde yapıldığı takdirde fit ve sağlıklı bir vücut elde edilebilir.

Bayanlar tarafından çok tercih edilmesinin nedeni, kalça kısmında oluşan yağlanma ve şekil bozukluklarında sıkılaşma yaparak hoş bir görüntü sağlamasıdır. Yatay kondisyon bisiklet kullanımına devam edenler de,  hipertansiyon riski en aza iner ve kolesterol düşer. Sağlıklı yaşamanın en önemli faktörü düzgün ve dengeli beslenme ve alışkanlık haline getirilmiş sporlardır. 

PİLATES TOPUNUN FAYDALARI

Pilates topu günümüzde oldukça çok fazla olan fıtık hastalığını devamlı ve düzenli kullanım sürecinde önlemektedir. Kalıtsal ya da ailede genetik olarak ilerlemiş olan kemik erimesi hastalığının ilerlemesini durdurarak hastalığın belli seviyede önüne geçer. Özellikle hamile bayanların kullanmasında çok faydası olduğu görülerek, pelvis bölgesini güçlendirdiği için kontrollü ve sağlıklı doğum yapması ve doğum sonrası vücudu çabuk toplamasına yardımcı olduğu görülmüştür. Hücre yaşlanmasının önüne geçmek isteyenler için ısrarla pilates kullanımı önerilmektedir. Çoğunlukla stres altında olan ve sürekli bilgisayar başında çalışanlar, işten yorgun gelip her yeri ağrıyan kişilere uzmanlar pilates kullanmasını ve sürekli kullanım sonucunda vücuttaki ağrıları minimuma indirildiğini söyleyerek pilatesten asla vazgeçmemelerini söylemektedirler. Pilates kullanımı sonucunda vücuttaki duruş bozukluluğunu kaldırarak sağlıklı ve fit bir vücut elde edilebilir. Pilates vücudu kontrol etmeyi öğretti gibi küçük ve ince kas gruplarını çalıştırarak vücudun daha esnek ve daha kuvvetli hale gelmesini sağlamaktadır.
Piletes topu kullanırken yanında cardiyo aletlerini de kullanırsanız hem çabuk kilo vermenize yardımcı hem de güzel bir görüntü elde etmenizi sağlar. Pilates topu; rehabilitasyon, kas kütlelerini arttırmak, cardiyovasküler sistemini geliştirmek, bel, sırt ve karın kaslarını çalıştırmak ve güçlendirmek için kullanılan oldukça faydalı bir alettir.

Pilates topunu yeni kullanmaya başlayanlar için önce vücudunu tanıyıp ona göre pilatesin boyunu seçmek gerekir. Pilatese başlamadan bir uzmana danışmak hem olası sakatlıkları önler hem de daha iyi sonuç elde etmelerine yardımcı olur. 

MEKİK HAREKETLERİ

MEKİK HAREKETLERİ     
Mekik çekerek artık kolaylıkla bölgesel yağ yakımı elde edilebilinir. Mekik çekerken sakatlanmaların olmaması için boyundan güç almamak gerekir. Boyun fıtığına neden olmamak için dikkatli ve düzenle bir şekilde mekik çekmek uzmanlar tarafından önerilmektedir.
Mekik hareketleri yaparken özellikle kalkma durumunda gücün belden değil bacaklardan alınması hem bacakları kuvvetlendirir hem de olası sakatlıklardan korur. Eğer yeni başlanıyorsa kişi ilk önce mekik sehpası kullanmalı aletin tutaçlarından tutup yavaşça inip kalkmalıdır.
Evde kullanımı oldukça basit olup herkesin yapabileceği bir spordur. Bayanlar tarafından oldukça çok tercih edilmektedir. Göbek ve basen kısmındaki yağ oranını minimuma indirip bölgedeki kasları çalıştırır ve sıkılaşma sağlar. İstenilen sonuç elde edildikten sonra mekik çekmeyi bırakmamak gerekir. Düzenli olarak mekik çeken biri ilk başlarda zorlansa da daha sonra zevk almaya başlar.

Mekik çekerken tamamen aç ya da tok olmamaya özen gösterin. Yeni başlanılıyorsa fazla zorlamamalısınız belinizde hem fıtık hem de sakatlanmaya neden olabilir. Yanlış yapıldığı sürece hem zaman kaybına neden olur hem de istenilen sonuç elde edilemez. Karın kasıyla kalkıldığı sürece hem düzgün bir karna sahip olursunuz hem de zaman kaybına neden olmazsınız. Sağlıklı beslenip düzgün cardiyo yaptıktan sonra mekik çekmelisiniz. Sadece mekik çekerek fit ve sağlıklı bir vücut elde edebilmeniz için her gün düzenli olarak 20-25 dk mekik çekme hareketi yapılmalıdır. Düzgün nefes alıp vermek işinizi kolaylaştıracaktır.

KONDİSYON KÜREK

KONDİSYON KÜREK
Kondisyon kürek çekme aleti vücudumuza oldukça faydalı sağlık açısından devamlı kullanılması gereken bir alettir. Bütün vücut kaslarını oldukça hızlı bir şekilde çalıştırırken çok kalori yakılmasına yardımcı olur. Kürek çekme hareketi öncelikle kol olmak üzere omuz, mide, bacak ve sırt kaslarını da çalıştırır.  Bu sporu yaparken eklemlere her hangi bir basınç uygulanmaz. Kürek çekme hareketini uygularken daha çok kolların enerji harcadığı gözükse de gücün % 80 ini bacaklardan alınır. Egzersizi uygularken kolların güçlenmesini istiyor iseniz dirseklerin vücuda yakın tutulması gerekir. Kondisyon kürek çekme hareketi özellikle boyun ve omuz rahatsızlığı olan kişilere ısrarla tavsiye edilmektedir.

Kürek çekme sporu insan vücudunun sınırlarını zorlayan bir dayanıklılık spordur. Özellikle bayanlar tarafından kol inceltme ve karın yağlarını eritmede çok tercih edilen bir spordur. Herhangi bir hastalığı (bel ve omuz fıtığı) olmayan herkes kürek çekme hareketini yapabilir. Rehabilitasyon merkezlerinde çok tercih edilen bir alet olup yeni kullanmaya başlayanlar için kullanımı oldukça rahat bir alettir. Kondisyon kürek çekme sporu bayan erkek herkesin önem verdiği bir spordur. Kürek çekme hareketi boyun ve omuz ağrılarına iyi geldiği için çok rağbet gören bir spordur. Kişi kullanırken kendini kötü hissettiği anda bırakıp daha sonra tekrar etmelidir. Kürek çekme hareketini ne kadar hızlı ve aktif yapar iseniz o kadar çok kol arkasındaki sarkmaları önlemiş olursunuz.  

KARDİYOVASKÜLER

KONDİSYON KARDİYOVASKÜLER
Yağ yakmak için sürekli ve orta tempoda yapılan spora cardiyovasküler ya da kısaltılmış haliyle cardiyo denir. 30 dk boyunca hiç durmadan yapılan yüzme, koşu, bisiklet,  kürek bilindik en popüler cardiyo egzersizleridir. Cardiyo da ulaşılmak istenilen hedef yağ yakmaktır buda kondisyon aletlerini en az 25 dk kullanmak ile olur. Kişi kondisyon aletlerini kullanırken vücudunu çok iyi tanıması gerekir. Yağ yakmak için mi ya da kas yapmak için mi kullanacağına doğru karar verip ona göre cardiyoya başlamalıdır. Kilolu kişilerde kondisyon cardiyo aletleri seçmek çok önemlidir. Özellikle sabah uygulanan cardiyo hareketleri mutluluk hormonunu arttırarak endorfin salgılayacaktır buda kendinizi gün boyu çok iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Sabah yapılan kondisyon % 70 yağ yakımı yaparken gün içinde yapılan spor ise % 50 yağ yakımı sağlar. Yani güzel sonuçlar almak isteniyor ise spora sabah başlamak ve gün içinde de devem etmek gerekir. Cardiyo egzersizlerinin vücuda oldukça faydaları vardır bunlardan bazıları şöyle, diyabet ve kalp sağlığını korur, sağlıklı ve güçlü kemiklere sahip olmazı sağlar. Enerji verir ve depresyonu azaltır. Kasları güçlendirir ve sağlıklı kilo da kalmanıza yardımcı olur.

Evde de kolaylıkla yapacağınız cardiyolar vardır. Mesela; ip atlayıp, merdivenleri hızlı çıkıp inmek gibi. Doğru yapılan cardiyo doğru sonuç verir. Yanlış yapılan cardiyo ise zaman kaybı ve sakatlıkla sonuçlanır. 

Fitness

FİTNESS NEDİR?
Fitness kelime bakımından sağlıklı ve formda olmak anlamına gelir. Çeşitli egzersiz dallarına bağlı olan bir spor dalıdır.
Başka spor dallarından farkı, kasların teker teker, alet kullanarak ya da aletsiz çalıştırılarak sıkılaşma ve güçlendirilmesi için uygulanan bir spor dalıdır. Aslında bütün yapılan sporların temelini oluşturur. Çünkü genelde çalışılan her spor çeşidinde vücutta ağırlıklı olarak kullanılan kas grupları vardır. Bu kas gruplarının daha iyi çalışması için de fitness egzersizleri yapılması gerekir. Vücut için yapılan ve amaçlanan her egzersizin ayrı olarak programlanması gerekir. fitness standartlara bağlı olarak çalışılmaz. Çünkü her yaşa, yaşam tarzına ve vücut tipine göre uzman takibi ile farklı çalışma şekilleri hazırlanmalıdır. 16 yaşından itibaren bu spor tercih edilebilir.
Fitnessın vücut geliştirme sporlarından farkı, kas geliştirmek için değil sağlıklı kalabilmek için yapılmasıdır. Fitnessı desteklemek amacı ile koşmak, pedal çevirmek gibi zorlayıcı kordivasküler egzersizlerin yapılması da yararlıdır. Ayrıca ağırlık çalışmaları ile de desteklenmelidir. Ağırlık çalışması ile desteklenen fitness egzersizleri ile kaslar fazla büyümez ve sadece sıkılaşır. Estetik bir görünüm kazanılır.
FAYDALARI

Fitness sporları ile vücutta yüksek oranda östrojen, endorfin ve testosteron hormonu salgılanır. Bu durumda kişi psikolojik olarak daha rahatlamış ve zinde hisseder. Vücudunun güzel bir şekle girdiğini gören ve hisseden kişinin kendine öz güveni artar. Aynı zamanda metabolizma hızında artış sağlar ve enerjiyi de yüksek oranda artırır. Kişide psikolojik iyileşme göstererek stresten uzaklaştırır.

FİTNESS NEDİR?

FİTNESS NEDİR? NASIL YAPILIR? FAYDALARI NELERDİR?
Düzenli olarak çalışılan fitness egzersizlerinin sağlıklı bir vücut için oldukça çok yararı vardır. Sağlık yönünden formda kalabilmek ve fazla kilolardan kurtulmak için en çok tercih edilen spor sistemidir. Fitness sporunun nasıl yapıldığını bilmek ve doğru yapmak sağlık açısından çok önemlidir. Çevremizde bulunan fitness salonlarının çok yoğun olması fetness sporuna verilen önemi gösterir. İnsan sağlığı açısından oldukça önem teşkil eden fitness sporları ile kalp atışı düzene girer ve yağ yakma özelliğine sahip sistemi çalıştırarak kilo probleminin ortadan kalkmasını sağlar. Bu nedenle çok tercih edilen bir spor türüdür. Fitness sporları bölgesel olarak da çalışılabilir ve bu sayede orantısız vücutlarda düzelme olur.
Fitnessın yanlış hareketler ile yapılmaması gerekir. yanlış yapılan hareketler ile vücut zarar görür. Bu nedenle de metabolizmanın hızı düşerek sağlık sorunları ile karşı karşıya kalınabilir.
Fitness sporunu yaparak daha genç kalınabilir. Fitness sporuna destek amaçlı ağırlık çalışmaları ile de kaslarda gelişme oluşmaz ve sadece sıkılaşır.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Çalışmalara başlamadan önce mutlaka karşılaşılabilecek riskler hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. kıyafet ve ayakkabı seçimine çok dikkat edilmesi gerekir. Uzman kişiler tarafından hazırlanan programların dışına çıkmamak gerekir. Fitnessa başlamadan önce ısınma hareketleri ile adalelerin ısınmasında yarar vardır. Yeni başlayanların basit antrenmanlar ile başlaması ve vücut alıştıkça ağırlaştırması gerekir.

ELİPTİK BİSİKLET ve FAYDALARI

ELİPTİK BİSİKLET ve FAYDALARI
Eliptik bisiklet kullanımında vücuttan bacaklara inen baskıyı azaltarak bacak kaslarının çalışmasına ve bacaktaki yağ yakımını hızlandırmasını sağlar. Eliptik bisikleti kullanımı vücudun her yerini çalıştırdığı için çok tercih edilenlerin arasındadır. İster oturarak ister ayakta kullanılması için çok amaçlı üretilmiştir. Hem bacakları çalıştırırken hem de kolların çalışması için kol çevirme mekanizması olduğundan vücudun her yerini çalıştırmaktadır.
 Zayıflamak isteyenler için kullanımı rahat bir alettir. Sadece zayıflamak isteyenler için değil vücutta duruş bozukluğu olanlar için de çok tercih edilmektedir. Sağlıklı bir vücuda sahip olmak ve fit görünmek isteyenler için eliptik bisiklet ideal bir alettir. Kullanımında hiç bir zorluk yoktur.  İlk başlarda zorlanılsa da alıştıktan sonra zevkle yapılan bir spor olduğu ve istenilen sonuca çabuk ulaşmak isteyenler için eliptik bisiklet kesinlikle tercih edilmelidir. Vücuttaki kasların hepsini aynı anda çalıştırdığı için vücut istenilen şekle çabuk girer. Çok kalori yakıyor ama yorgunluk hissi çok az olduğundan her yaş grubundan insanlar kullanabiliyor.

Eliptik bisiklet kullanırken vücudun çok kalori yakmasını istiyor iseniz mutlaka kol mekanizmasını kullanmanız gerekir. Uzmanlar eklemlerinde rahatsızlık hissedenler için eliptik bisiklet kullanmasını tavsiye ediyor. Üst ve alt kasları aynı anda çalıştırdığı için vücut direnç kazanıyor ve kasları güçlendiriyor. Kullanmaya geçmeden önce bir uzmandan tavsiye almak hem istenilen sonuca çabuk ulaşmanızı sağlar hem de olası sakatlıkların önüne geçilmiş olunur. 

Dynamic koşu bandı

DYNAMİC KOŞU BANTLARI NASIL KULLANILMALIDIR?
Dynamic koşu bandı ile diğer bantlarda olduğu gibi asla ayakkabısız koşmamak gerekir. Evde yapılan bir spor olmasına rağmen amaçlı bir ayakkabı kullanmak gerekir. Koşu bantlarında seçim de çok önemlidir.
KOŞARKEN ZAMAN ABARTILMAMALIDIR
Çok aşırı tempoda ve fazla sürede yapılan çalışmalar ayak bileklerinde ve eklemlerinde ağrı oluşmasına neden olur.  En ideal olanı aşırı tempolu olmayan ve 30 dakikayı geçirmeden yapılan çalışmalardır. Her hangi bir ağrıya maruz kalındığında hemen doktora başvurmakta yarar vardır.
Çalışmalardan önce mutlaka ısınma hareketleri yapılmalıdır

Egzersiz yaparken ağrı ve sakatlanmaya yol açmamak için ısınma hareketleri yapmadan çalışmalara başlamamak gerekir. Dynamic koşu bantları ile spor yapmak oldukça kolay ve rahattır. Bayanlarda zayıflama ve bölgesel incelme için tercih edilmesi gereken bir egzersiz aletidir. Hem bölgesel zayıflama için hem de sağlık açısından en çok tercih edilen aletler arasındadır. Başka çalışmalar ile desteklendiğinde ne diyet yapmaya gerek kalır ne de içeriği bilinmeyen zayıflama ilaçlarını kullanmaya gerek kalır. Tek başına yeterli bir alet olan dynamic koşu bandı ile istenilen sonuca ulaşmak mümkündür. Koşu egzersizlerine başlamadan önce kişi mutlaka doktor kontrolünden geçmelidir. Belirgin bir hastalığı var ise koşu süresini ve yoğunluğunu ona göre hazırlamalıdır. Spora başlamadan mutlaka tansiyonunu ölçmelidir. Aksi halde çok ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalınabilir. 

DİKEY BİSİKLET

 DİKEY BİSİKLET
Fitness salonlarında cardiyo ve kondisyonumuzu geliştirmek için kullandığımız bir spor aletidir. Dikey kondisyon bisikleti kullanımı oldukça kolay bir bisiklettir. Kullanırken dikkat etmesi gereken dik ve doğru oturulmasıdır. Doğru oturuş demek karın ve bel kaslarını devreye sokmak ve dik bir pozisyonda oturmaktır. Bisikleti kullanırken bacak devreye girdiği için bacak kaslarını oldukça güçlendirir. Sadece zayıflamak için kullanıldığında düzgün çalışma ve doğru beslenme sonunda istenilen bir vücut elde edilebilir.

Artık günümüzde kilolu ya da zayıf kişilerin sağlıklı kalmak için ve fit bir vücuda sahip olmak için kullandığı bir spor aletidir. Pedal çevirmek neredeyse herkes için uygun bir egzersiz olduğu için her yaşta insanların rahatlıkla kullanabileceği bir kondisyon bisikletidir. Bayanlar tarafından çok tercih edilmektedir. Pedal çevirirken kalça devreye girdiği için kalçada bir sıkılaşma yapar. Fitness salonlarına gidemeyenler için artık evde rahatça kullanılabilen dikey kondisyon bisikletleri vardır. Yeni başlayan ve vücuttaki gevşeklikten şikayetçi olup sıkı bir tempoyla çalışıp kondisyon bisikleti kullananlarda gözle gözükür değişiklikler oluşur. Hem vücutta ki gevşeklikten kurtulup hem de sıkı, sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak artık dikey kondisyon bisikletinden çok keyifli bir şekilde istenilen sonuç elde edilebilir. Kondisyon bisikletini kullanım süresi kullanan kişinin kondisyonuna göre değişir. Kullanıma ilk başlayanlar için nabız 130 un üzerine çıkmamalıdır. Sadece dikey kondisyon bisikleti kullanıp forma girmek mümkündür.

DAMBIL KULLANIMI

DAMBIL KULLANIMI
Dambıl kullanırken vücut geliştirmek çok kolay gibi görünmektedir. Eğer fit bir görüntü elde etmek istiyor iseniz dambıl kullanırken neye göre ve nasıl egzersiz yapacağınızı bilmeniz gerekir. Göğüs geliştirmek için yapılan dambıl hareketleri aynı zamanda kas liflerini güçlendirmek için de kullanılıyor. Aleti kullanırken mutlaka dirseklerin bükük pozisyon da tutulması gerekir. Diğer bütün sporlarda olduğu gibi dambıl kullanırken de nefes ayarlaması çok önemlidir. Dambılı kaldırırken nefesin alması indirirken nefesin bırakılması gerekir. Kasların harekete geçmesi için nefesin düzgün alıp verilmesi gerekmektedir. Özellikle bayanlarda görülen kolun arka kısmındaki sarkmalar düzenli dambıl kullanımı sonucunda ortadan kalkar. Bayanların en çok korktuğu dambıl kullanırken kollarımda çok kas olur mu?  Hayır, olmaz düzenli ve dikkatli kullandıktan sonra kas oluşumu olmaması için fazla ağırlıkla değil minimum seviyedeki ağırlıkları tercih edilmesi gerekir.

Aleti kullanırken kas sıkışması gibi durumlar olur ise biraz ara verip daha sonra tekrar denemek başlamak gerekir. Kasları fazla yormadan dambılın ağırlığını yavaş yavaş artırmak gerekir. Kullanımı oldukça dikkat isteyen bir alettir. Aleti kullanırken daima omurganın düz tutulması gerekir. Güzel bir sonuç elde etmek isterken sakatlık gibi sonuçlarla karşılaşmamak için vücudu tanıyıp ona göre ağırlık seçimi yapılmalıdır. Dikkatli kullanım sonucunda bazı hastalıklar önlemiş olur. Kemik erimesi gibi bir hastalık dambıl kullanarak en aza indirilebilir. Diğer ağırlık aletlerinde de olduğu gibi başlamadan bir uzmana danışmak daha iyi sonuç elde edimesine yardımcı olur.

DİKKAT EKSİKLİĞİ

DİKKAT EKSİKLİĞİ
Dikkat eksikliği toplumda oldukça yaygın görülen bir psikolojik sorundur. Sorun erken dönemde fark edilebilir.
Dikkat eksikliği bozukluğunda nasıl belirtiler olur?
Ø  İstekleri geciktirmeme
Ø  Dikkat dağınıklığı
Ø  Aşırı hareketlilik
Dikkat bozukluğunda % 100 tanı konulabilmesi için yukarıda sayılan belirtilerin en az 7 yaşından evvel ortaya çıkması gerekmektedir ve bu belirtiler yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek düzeyde olmalıdır.
Dikkat bozukluğu var olan çocuklar üç grupta incelenir;
Ø  Hem dikkat eksikliği hem de aşırı hareketli olan çocuklar
Ø  Yalnızca dikkat problemi olanlar
Ø  Yalnızca hareketlilik sorunu olan çocuklar
DİKKAT EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ
Ø  Dikkat dış uyaranlarla aniden dağılabilir
Ø  Çocuk oldukça acelecidir
Ø  İlgilendiği bir şeyden çabucak sıkılır ve başka uğraşlara yönelir
Ø  Kısıtlı hareketli oyunlardan çok çabuk sıkılır
Ø  Tehlikeli davranışlardan kaçınmaz
Ø  Sıra ile yapılan bir eylemde sıra bekleme zorluğu yaşar
Ø  Çok fazla konuşur
Ø  Sabit bir şekilde oturamaz. Her zaman kıpır kıpırdır. Özellikle okulda ders anında sürekli ayakta gezme ihtiyacı hisseder.
Ø  Kendisine konuşulduğu zaman dinlemez ya da dinlemiyormuş gibi görünür
Ø  Günlük hayatta unutkandır
Ø  Zihinsel uğraş gerektiren becerilerden kaçınır. Özellikle okul ile ilgili işlerde hata yapabilir.
Ø  Sorumluluk taşıyamaz.
Dikkat bozukluğu fark edildiği an itibari ile mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır. Çünkü dikkat eksikliği zaman içinde kendiliğinden düzelebilecek bir sorun değildir. Dikkat eksikliği beraberinde birçok sorun getirir;
Ø  Davranış bozukluğu
Ø  Öğrenme ile alakalı bozukluklar
Ø  Arkadaş ilişkilerinde güçlük
Ø  Karşı gelme bozukluğu
DİKKAT EKSİKLİĞİ TEDAVİSİNDE HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIR?
Ø  Kişisel eğitim
Ø  Medikal tedavi
Ø  Aile eğiti ve yönlendirmesi
Ø  Grup terapisi

Hangi tedavinin uygulanacağı uzman kişi tarafından belirlenmelidir. Ayrıca çocuğun fikri de önemlidir. Erken müdahale ile bu dikkat eksikliği yüksek oranda tedavi edilebilmektedir.

ÇOCUKLARLA İLETİŞİM

ÇOCUKLARLA İLETİŞİM
ÇOCUK YETİŞTİRMENİN PÜF NOKTALARI
Sorunları çözme yönünde teşvik edici olunmalı
·         Çocuğun bağımsız bir kişiliğe sahip olması için kendi kendine vakit geçirmesine, üzüntü ile baş etmesine, sakinleşebilmesine ve sorunlarını çözebilmesine müsaade edilmelidir. Eğer anne ve baba bütün bu davranışları kendi yaparsa çocuk mücadele etmeyi öğrenemez ve sürekli aynı yardımı ailesinden ister. İleri yaşantısında da sürekli ailesine bağlı kalır. Çocuğun iyi yetişebilmesi için çocuk ile iletişim halinde olmak gerekir…
Çocuklar dinlenmelidir:
·         Çocuk bir şey anlatıyor ise aile onu dinliyor gibi görünmemelidir. Eğer annenin ya da babanın başka bir işi varsa çocuğa meşgul olduğu uygun bir dil ile anlatılmalı ya da meşgul olduğu iş ertelenmelidir. Çocuğun anlattığı olay karşısında çocuğa gözle ve fikir ile açıklama yaparak iletişim kurulmalıdır.
Çocuğa sorumluluk verilmelidir
·         Çocuğun sorumluluk sahibi olabilmesi için yapabileceği ve yaşına uygun görevler verilmelidir. Okula giden bir çocuk çantasını hazırlamalı, ödevlerini yapmalı ve dişlerini fırçalayabilmelidir.
Çocuk ile Birlikte zaman geçirilmelidir
·         Anne ve babalar çocuğuna zaman ayırmalı, onunla oynamalı ve konuşmalı… Bu davranışlar neticesinde çocuk değerli olduğunun farkına varır.
Çocuğa karşı koyulan kurallarda devamlılık sağlanmalı
·         Çocuğun yapmaması gereken bir şeyde kısıtlama yapılmalı ve bu kısıtlama devamlı olmalıdır. Aksi takdirde çocuk kuralları ciddiye almaz.
Çocuğun olumlu davranışları takdir edilmeli
·         Çocuğun bir iş karşısında sergilediği başarı beğenilmeli ve bu çocuğa hissettirilmelidir. Örneğin çocuk dışarıdan eve geldiğinde elini yıkıyor ve bu durum annesi tarafından beğeniliyorsa bu alışkanlık sürekli tekrar edecektir.
Çocuğa karşı ilgi ve sevgi eksik edilmemelidir
·         Anne – baba çocuğa olan sevgisini gizlememelidir. Hem dille söylemeli hem de göstermelidir. Sevgi içinde büyüyen çocuklar hayatta daha başarılı oluyor ve stres faktöründen daha uzak kalabiliyor.


ÇOCUKLARDA TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞI

ÇOCUKLARDA TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞI
Çocuklarda tırnak yeme alışkanlığı genelde 3 – 4 yaş itibari ile başlar. Çocukların genelinin % 30 gibi bir oranında tırnak yeme gibi davranış bozukluğu görülebilmektedir. Bu oran ergenlik dönemine kadar devamlılığını sürdürebilir. Ergenlik döneminden sonra ise bu oranda artış gözlenir. Ergenlik çağında olan çocukların neredeyse yarısında tırnak yeme alışkanlığı mevcuttur. Tırnak yeme alışkanlığı olan çocukların geneline bakıldığında çoğunlukla ailede bir tırnak yiyen vardır. Bu nedenle tırnak yeme alışkanlığı bir taklit olarak nitelendirilebilir.
TIRNAK YEME DAVRANIŞ BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ
Tırnak yeme davranışından önce bu soruna neden olan faktör araştırılmalıdır. Tırnak yeme gibi bir sorun yaşayan çocukların mutlaka psikolojik bir rahatsızlığı bulunmaktadır. Aslında tırnak yeme güvensizlik olarak da kabul edilmektedir. Aile içi otoritesi ve baskısı, çocuğun devamlı eleştirilere maruz kalması, anne ve babanın çocuk ile yeteri kadar ilgilenmemesi, kıskançlık gibi etkenler tırnak yeme alışkanlığına yol açabilir.
Bu alışkanlıkta aile yaşantısı da çok önemlidir. Aile içi huzursuzluk tırnak yeme alışkanlığına neden olan bir durumdur. Bütün bunların yanı sıra anne ve babanın çocuğu aşırı koruyup kollaması ve çocuklar arasında ayrım yapması çocuklar arasında çatışmalara ve kıskançlıkların doğmasına yol açar. Dolayısıyla çocuk tırnak yeme ile tepkisini gösterebilir.
TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞININ TEDAVİSİ
İlk olarak belli bir yaşa kadar çocukta görülen bu davranış görmezden gelinmelidir. Eğer daha sonraki zamanlarda davranış hala devam ediyor ise bu davranışa neden olan faktör araştırılmalı ve yönde tedavi uygulanmalıdır.
Çocuk üzerinde baskı uygulamak, çocuğu cezalandırmak sorunu çözmek için iyi bir yöntem değildir. Aksine çocukta daha ciddi sorunların çıkmasına yol açabilir. Bu gibi durumlarda çocuklar endişeden ve korkudan uzak tutulmalıdır. Televizyon programlarında vurdulu kırdılı filmlerin çocuğa izletilmemesi ve kavgalı ortamlarda bulundurulmaması gerekir. Tırnaklara çocuğun hoşuna gitmeyen hatta acı bir madde sürülebilir.


Ayrıca bilinmesi gereken önemli bir ayrıntı; tırnak yemek çok kötü utanç verici bir davranış değildir. Bu durum çocuğa tatlı bir dil ile anlatılır ve çocuk yaptığı davranışın yanlış olduğuna inanır ise bu alışkanlıktan kolaylıkla kurtulabilir.

ÇOCUKLARDA PARMAK EMME

ÇOCUKLARDA PARMAK EMME
Parmak emme sorunu çocuklarda hiçbir pisikopatolojik faktöre bağlı olmadan ve yaklaşık 3 – 4 yaşına kadar devam eden bir olgudur. Parmak emme genellikle 1,5 yaşlarından sonra daha artmakta ve 3–4 yaşlarında tamamen ortadan kalkmaktadır. Parmak emme hiçbir şekilde beslenme alışkanlığı ile ilişkili bir sorun değildir.
Bazı çocuklar parmakları haricinde elbisesini, dudağını, yastığını ve benzer başka eşyaları emme davranışı sergileyebilir. Ancak endişe edecek bir durum değildir. Çocuk büyüdükçe bu davranışlardan vazgeçecektir.
Ancak parmak emme 5 – 6 yaşlarına kadar devam etmiş ve hala devam ediyorsa çocukta psikolojik bir sorun olup olmadığı araştırılmalıdır ve çözüm odaklı yollara başvurulmalıdır.
Ailede geçimsizlik, yeni bir kardeş, anne- baba ölümü, ilgisizlik, hayat şartında sıkıntı çocuğu parmak emme eğilimine itebilir ya da emme eylemi artabilir.
Sıkıntıların giderilmesi ve yeni olaylara alışmak sorunun kaybolmasını sağlayabilir.
PARMAK EMMEDE HANGİ BOYUTTA ÖNLEM ALINMALIDIR?
·         Çocuk 4 yaşını geçmiş ve emme fazla boyutta devam ediyorsa
·         Parmak emme ile beraber başka bozukluklar görülüyorsa
·         Parmak emme alışkanlığı her an devam ediyorsa
·         Çocuğun konuşmasında bir bozukluk varsa
PARMAK EMEN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALIDIR?
Eğer çocukta parmak emme ile beraber başka sorunlar gelişmemiş ise problem büyütülmemelidir. Zamanla kendiliğinde bu alışkanlığı bırakabilir.
PARMAĞINI EMEN ÇOCUKTA DİŞ PROBLEMİ OLUŞUR MU?

Parmak emme ile çocuğun alt ve üst dişleri geri tarafa kayabilir. Ancak dişler üzerindeki etkisi emme oranına ve süresine bağlı olarak değişir. Ancak çocuğun ilk dişlerinde oluşan değişiklikle sonradan çıkan dişleri etkilemez. İlerleyen yaşlarda parmak emme alışkanlığı devamlılığını sürdürürse ön ve arka dişler eğilebilir ve dişler arasında boşluk oluşabilir. Aynı zamanda dişlerde yer değiştirmede görülebilir. 

ÇOCUKLARDA İNATÇILIK

ÇOCUKLARDA İNATÇILIK
Çocukta görülen inatçılık, herhangi bir gerekçesi olmadan, bir olay karşısında ısrarcı olması ve bu davranışını hiçbir şekilde değiştirmemesi olarak tanımlanabilir.
Çocuklarda görülen inatçılık duygusal bir değişimdir. Daha çok 3 – 6 yaşlarında görülür. Ancak bu yaşlarda çocuğun inatçı olması normaldir. Bu yaşlarda bir çocuk neredeyse her şeyi kendi kendine yapmak ister. Yaptığı şeyler olmasa bile hoşuna gider. Bu dönemdeki bir çocuk haksızlığı kabul etmez ve her daim haklı olduğuna inanır.
İnatçılığın davranış bozukluğuna yol açmaması için alınabilecek önlemler
v  Çocuğa karşı çok sert ve katı kurallar uygulanmamalıdır
v  Çocuğun kişiliğini geliştirmesinde yardımcı olunmalı ve engelleyici hareketler sergilenmemelidir
v  Çocuğa sürekli inatçı kelimesi kullanılmamalıdır
v  Çocuk çocuğun inatlaştığı konuda onu cezalandırmak yerine çözüm odaklı olunmalıdır
v  Çocuğa karşı sabırlı ve hoşgörülü olunmalıdır
v  Anne ve baba karşılıklı çocuğun eğitiminde tutarlı olmalıdır
v  Çocuğun gelişim psikolojisinde doğru bilgilere sahip olunmalıdır
v  Çocuğun tuvalet ve yemek yeme eğitiminde katı kurallar uygulanmamalı ve baskıcı olunmamalıdır
v  Çocuğun inat ettiği davranışlar tespit edilir ve kabullenilirse zamanla çocuk inat etmekten vazgeçecektir
v  Çocuk sevildiğinin ve değerli olduğunun farkına varmalıdır
v  Çocuğun duygusal ve fiziksel gereksiniminde geç kalınmamalıdır
v  Çocuğun inatlaştığı durumlarda dikkati başka yöne çekilmelidir
v  Çocuk inatlaştığı zaman duymazdan gelinmelidir ve ilgi gösterilmemelidir
v  Çocuğun yapabileceği işlerde destekleyici olunmalıdır( giyinme, yemek yeme gibi)
Bir çocuk inat etmeyi alışkanlık haline getirir ise yetişkin bir birey olduğunda da toplum içinde de uyumsuz tavırlar sergiler. Çevresi ile ilişkisi bozulur ve çevresindeki insanlar tarafından dışlanabilir.

İnatlaşmak çocukların gelişim süresinde gayet normal bir eylemdir. Bu durum anne- baba ve çocuk arasında iletişim bozukluğuna yol açmamalı ve bu durumun iletişim bozukluğuna yol açmasına izin verilmemelidir…

EPİDURAL ANESTEZİ

EPİDURAL ANESTEZİ ( AĞRISIZ DOĞUM )
Ağrısız doğum; bölgesel anestezi ile doğum sancısı olmadan yapılan doğum şeklidir. Bel bölgesine uygulanan iğne ile hasta normal doğum aşamalarını yaşamakta sadece acı hissetmemektedir. Bel bölgesi steril edildikten sonra hastaya oturur pozisyonda iken iğne yapılmakta hasta sadece iğne acısını hissetmektedir. Sonrasında her hangi bir işlevsel kayba uğramayan kadın bacaklarını oynatabilmektedir. Sadece ağrı hissi ortadan kaldırılmıştır. Yaşanacak rahim içi bütün kasılmalar olacak doğum bütün normal sürecinde devam edecektir.
Epidural anestezinin etki etmeme ihtimali var mı?
Ağrısız doğumda yapılacak anestezide; % 85 gibi bir oranla başarı gözlemlenmektedir. %12 sinde tam etki sağlanmamakta % 3 ünde ise hiç etki göstermemektedir.
Epidural anestezi ne zaman uygulanır?
Rahim ağzı 4 cm. kadar açıldığında ve kasılmalar belli bir düzende iken yapılmalıdır. Daha erken yapılırsa kasılmaların durmasına sebep olabilir geç yapılması halinde ise yapılan işlemin etkisini göstermesi için belli bir zaman geçmesi gerekecektir.
Ağrısız doğumun avantajları:
Genel anestezi ile kıyaslanırsa komplikasyon gelişme ihtimali daha azdır. Tüm koşullar uygunsa ve tecrübeli bir ekip çalışıyorsa doğum olayı hızlanacak ve hasta acı çekmeyeceği için doğum daha kolay olacaktır.
Ağrısız doğumun yan etkileri nelerdir?
·         Tansiyonun düşmesi en çok görülen yan etkidir. Bunun önüne geçmek için hastaya serum takılmakta ve doğum süresince tansiyon takibi yapılmaktadır.
·         Anestezi sırasında maddenin spinal sıvı içine enjekte edilmesi ile liflerde uyuşma ve birden tansiyon düşmesi yaşanır
·         Kalp ve beyin sistemi üzerinde oluşacak komplikasyonlar çok nadirdir. Eğer fazla miktarda verilirse ancak meydana gelir. Şiddetli kasılma ve felç çok az görülür.
·         Çok sık olmamakla birlikte hasta işlemlerden sonra geçici bir süre idrar yapmakta güçlük çeker.


Ağrısız doğumun avantajları nelerdir?

AĞRISIZ DOĞUM
Ağrısız doğumun avantajları nelerdir?
1)      Ağrısız doğumlarda Hastanın ağrı yaşamaması en önemli ayrıntıdır. Hastalarda tam uyuşma olmadığı için hasta bacaklarını rahatlıkla kullanabilmektedir.
2)      Epidural analjezide doğum sırasında ve sonrasında kadın sersemleşmez kişi kendisini hasta gibi hissetmez ve bir önemli ayrıntı bağırsak hareketlerini kısıtlanmamasıdır. İşlemler sonrasında gaz çıkarma kabusu yaşanmaz. Çünkü gaz çıkarılmasını engelleyecek bir durum yaşatmaz.
3)      Psikolojik açıdan doğuma rahat giren kadın bebeği daha huzurlu karşılayacaktır.
4)      Stres yapmayan kadın daha gevşek ve rahat olacağı için rahim içi kasılmalar daha rahat gerçekleşir.
5)      Sadece kadın ıkınma hissinde baskı hissedeceği için bebeğin çıkması esnasında bebeğin çıkmasına yardımcı olacak ıkınma refleksi zamanında ve daha güçlü olacaktır.
6)      Bebek dünyaya geldikten sonra hasta gibi olmadığından kişi çabucak bebekle ilgilenebilir ve daha rahat süt verebilir.
Ağrısız doğumun yan etkileri nelerdir?
·         Çok fazla karşılaşılan türden yan etki tansiyon düşmeleridir. Doktor bunun için önlem alacak ve tansiyon kontrol altında tutulmaya çalışılacaktır. Serum ve bazı ilaçlar ile bu kontrole alınacaktır.
·         Ağrısız doğumda yan etkilerden biriside yaşanacak baş ağrısıdır. Bunun için doktor önleyici tedbirler ve ağrı kesiciler uygulayacaktır. Fazlaca sıvı tüketmek ve kafeinli içeceklerle karın içi basınç artırılmaya çalışılacak ve yatak istirahatı iyi gelecektir.
·         Tüm doğumlarda olabilen bir diğer riskte bel ağrısıdır. Ağrısız doğum sonrasında görülebilen fizyolojik değişim sonrasında yaşanabilen yan etkidir. Anne karnına baskı yapan bebek doğumdan sonra oradaki bir anda boşluk hissi annede bel ağrılarına yol açabilecektir.
·         Hassas yapıda insanlarda nadiren de olsa alerjik rahatsızlıklara yol açabilir. Bu durum geçici olup basit yöntemlerle kaşıntı tedavi edilecektir.
·         İdrar yapma sıkıntısı da nadir olarak görülen bir yan etkidir.
·         Nörolojik yan etkilerde sanıldığı kadar çok değil ama çok nadir de olsa gözlemlenebilir.



AĞRISIZ DOĞUM

AĞRISIZ DOĞUM
AĞRISIZ DOĞUM NEDİR?
Ağrısız doğum; sancıların karında, kasıklarda baskı gibi algılandığı, hastayı zora sokmayan tamamen normal yoldan gelişen doğumdur. Ağrı olmaması en spesifik özelliğidir. Her şey tıpkı normal doğum süreci gibi olur hastada hafif kasılmalar başlar, rahim ağzındaki açılma 4 cm.ye ulaşır sonrasında gebe kadın doğum odasına alınarak kolundan damar yolu açılır. Tansiyon, ateş,  nabzı kontrol altında tutulur. Normal doğum gibi bebeğin çıkması için annenin ıkınması ve bebeği itmesi gerekmektedir. Bu ıkınma hissi sancı şeklinde değil de baskı şeklinde olacaktır. Ağrı olmadan itme hissi yaşayan kadın bebeği itecek ve yine bebeğin önce kafası görünecek sonra da tüm vücudu çıkacaktır.
Normal doğumda mucize yöntem: epidural analjezidir.
Gebe kadında kasılmalar vardır doğum heyecanını hisseder sanıldığı gibi bacaklarda vücudun alt tarafında uyuşma yoktur sadece ağrı vücuttan bloke edilmiştir. Ağrı hissetmeyen kadın bu esnada istediği gibi vücudunu oynatabilir. Ağrısız doğum süreci normal doğumdaki kadar doğaldır. Aynı doğum esnasında görülen kasılmalar bu durumda da olacak bebek kendisini itecektir. Sadece anne bu algıyı sancı olarak değil baskı olarak hissedecektir dayanılmaz doğum sancısı olmadığı için anne sadece doğum heyecanını yaşayacaktır.
Epidural analjezi uygulama zamanı:
Kadında doğum başladığı zaman annede düzenli aralıklarla kasılmalar ve sancıya dönüşen ağrılar olacaktır. Bu doğumun başladığını gösteren türde sancılardır annenin rahim ağzı 4 cm. açıldığı zaman kadının ağrı eşiği artacak ve bu esnada kadın doğum odasına alınarak epidural analjezi uygulanacaktır. Bu zaman ağrısız doğumda kriterdir. Daha öncesi işlem yapılırsa doğum süreci nasıl gelişecek bilinmediğinden doğru olmayacaktır. Sonrasında uygulanır ise anne boştan yere ağrı çekecek ağrısız doğumun anlamı kalmayacaktır.


AĞRISIZ DOĞUM KURTARICINIZ OLABİLİR

AĞRISIZ DOĞUM KURTARICINIZ OLABİLİR
Peki, ağrısız doğum nedir?
Anne karnında 9 ay tutunan bebek, doğum anı geldiğinde annesine sancı yaşatacağı için kadın endişe duymaktadır. Bu bazı kadınlarda çok büyük korkulara sebep olmaktadır. Hem bebeğini çok özlemekte hem de korktuğu için telaşı sancıya dönüşmektedir. Bu durumun çaresi; ağrısız doğum mucize bir yöntemdir. Dünyada yaklaşık 15 yıldır uygulanan epidural analjezi annelerin imdadına yetişmiştir. Normal doğumdaki gibi tüm süreç aynı; fizyolojik gerçekler değişikliğe uğramadan yalnızca annenin sancı yaşamadığı bir doğum yöntemidir.
Ağrısız doğum yöntemi ile doğum yapan anneler herkese tavsiye etmektedirler. Çünkü doğumun her anına tanık olan kadın hem normal doğumdaki gibi bebeğin doğum anını görmekte, hem de sancı hissetmediği için doğuma daha fazla yardımcı olmaktadır. Genel anestezi almayan hasta da bağırsakları ile ilgili de bir sıkıntı olmadığı için rahatlıkla gazını çıkarabilmekte ve bu sıkıntıda ortadan kalkmaktadır.
Ağrısız doğumda; kasılmalar başladıktan bir süre sonra yapılan epidural analjezi kadını rahatlatıyor ve sancılar artmadan yapıldığı için anne kendini rahat hissetmektedir. Çünkü bu noktada yapılacak bel bölgesinden iğne tüm sancıyı durduracak ve sadece baskı hissedilecektir. Bu esnada anne; kadın doğum uzmanına yardımcı olmalıdır söylenileni yapmalı ve işlemlere yardımcı olmalıdır. Zaten sancı şiddeti henüz artmadığı için kadın rahatlıkla söylenileni yapacak durumdadır. Bu sırada rahim içinde de kasılmalar ve rahim ağzı açılması başlamış 4 cm. ye ulaşmıştır. Bu durum eş zamanlı olarak ilerleyecektir.
Ağrısız doğum ile dünyaya gelen bebek anne tarafından hemen beslenebilecektir. Annede hasta hali gözlemlenmeyeceğinden rahatlıkla bebeği ile ilgilenecek ve süt verebilecektir. Yan etki olarak baş ağrısı yaşayabilecek kadına doktor doğum sonrasında ağrı kesici ilaçlarla bu duruma yardımcı olacaktır.


AĞRISIZ DOĞUM ( DOĞUMDA EPİDURAL )

AĞRISIZ DOĞUM ( DOĞUMDA EPİDURAL )
Anne olma duygusu gebeliğin ilk anından başlayıp hayat boyu devam eden çok özel bir duygudur. Her kadın anne olmak ister. Ve doğum korkusu kadını sarar, anne olmak çok güzeldir ancak çekilecek doğum sancısı anne için oldukça zordur. Dünyaya yeni bir canlı getirmek kadını mutlu etse de bu korku baskıya dönüşerek bebek sahibi olmayı ertelemektedir. Çünkü doğum gerçekleşmeden acının, sancının boyutu kestirilememektedir. Bebeğin boyutu, kadının fizyolojisi bu durumda yaşanacak sancıyı etkileyecektir.
Ağrısız doğum yöntemi kadının doğum esnasında yaşayacağı sancının önüne geçip doğumu kolay bir süreç yapmak için geliştirilmiştir. Halk ağzında ağrısız doğum denilen yöntem epidural analjezi ile doğum oldukça yaygınlaşmaktadır. Bel hizasına koyulan kataterden uygulanan ilaçla kadının alt tarafını uyuşturarak ağrı sinyallerinin önüne geçilmektedir. Bu şekilde doğumda rahim normal kasılmasını yaşayacak sadece bu kasılmaları anne hissetmeyecektir. Bu esnada dokunsal his o bölgede devam etmektedir. Sadece ağrı bloke edilmiştir. Doğum sürecinde anne adayı kalkıp yürüyebilecek durumdadır ve tüm ihtiyaçlarını kendisi giderebilmektedir.
Epidural doğum tekniği ile neler yaşanacak?
Annede doğum sancıları başladığında, doğum kanalında yeterli açıklığa ulaşıldığı anda işlem odasına götürülür. Annenin koluna serum takılır tansiyon, oksijen ve nabız durumları takip edilir.
Tüm bu işlemler ve sonrasındaki işlemler için kadının doktoru ile uyum içinde olması söylenen pozisyona ulaşması önemlidir. Bu uygulama oturur pozisyondayken yapılır. Hasta çene kısmını göğsüne doğru yaklaştırır. Omuzların ikisi de aşağı doğru rahat bırakılır. Sırt kısmına sürülecek antiseptik ile bu bölge mikroplardan arındırılır. Bel bölgesinden iğne ile uyuşma sağlanır hasta sadece iğne olma hissini yaşar. Sonrasında sancılar sona erer ve ağrısız doğum gerçekleşir. Dünyaya gelen bebek annesine hiç sancı yaşatmamıştır.


SİLİKON SAÇ KAYNAĞININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?



SİLİKON SAÇ KAYNAĞININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Bir bedeni düşünürken saçtan ayrı düşünemeyiz. Herkesin bir tarzı vardır ve bu tarzı oluşturacak en önemli görsel silah; saçlardır. Kadınlarda çoğunlukla uzun saç takıntısı vardır. Günümüz şartlarında saçların normal yollardan uzamasını beklemek kimi insan için pek mümkün değildir. Zaten ne kadar beklenirse beklensin büyüme evresi istenilen boya gelmeden tamamlanmakta ve yapay olan ürünlere doğru merak oluşmaktadır.
Silikon saç kaynakları yaklaşık 20 yıldır kullanılan ve oldukça rağbet gören bir saç uzatma yöntemidir. Bunda ekonomik olmasının sebebi büyüktür. Silikon kaynağı tercih eden kişiler de bu konu için araştırma yapmalıdır. Ne ile karşılaşacağını bilmek; her sonuçlanacak iş için en önemli ilk adımdır.
Silikon saç kaynağı;
Uygulanırken saçlar tutamlara ayrılır. Ve ısıtılarak canlı saça eklenir.  Bu kaynaklar eklendikten sonra saçlar yine fönlenebilir. Ancak canlı saç kadar sağlıklı değildir. Daha çabuk deforme olarak ısı karşısında özelliğini yitirebilmektedir. Tercihteki asıl sebep ücretinin uygun olmasıdır.

Silikon kaynaklar bilinen en eski saç kaynağı çeşididir. Bu kaynaklar yapı olarak silikon içerdikleri için yüksek ısıda; düzleştirme, yıkama, fön işlemleri yapılırken çabuk yıpranıp canlılığını çabuk yitirebilen ürünleridir. Bu silikonlar sökülürken saçtan ayırmak için aseton, tiner gibi maddeler kullanılmaktadır. Sökme aşaması da kişi için sıkıntı oluşturabilir. Silikon saçların sökme aşamasında mevcut saçlarda da yıpranma ve kopmalar olabilir. Sonrasında uygulanan işlemler büyük sıkıntılar doğurursa kimi zaman kişiler saçlarını kısa kestirmek zorunda kalabilir. Silikon kaynak tercih edecek kişiler bu ekonomi ve yaşanacak sıkıntıları kıyaslayarak tercih etmelidirler. Fayda- zarar ilişkilendirmesi ile silikon saçı tercih edecek olurlarsa uygulayacak kişi içinde araştırma yapmalıdırlar. Doğru sonuca ulaşmak için seçilecek güzellik merkezlerinin tavsiye ediliyor olması önemlidir…

Saç ekiminde dikkat edilmesi gerekenler



SAÇLARIN DOĞAL GÖRÜNMESİ İÇİN SAÇ EKİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Saç ekim işlemleri belirli aşamalar isteyen; titizlik gerektiren bir ameliyathane işlemidir. Basit bir işlem olmasına karşın yapacak ellerin usta olması gerekir. Anestezi işleminden ekim işlemlerine kadar ince detaylar isteyen; uzun sürmeyen fakat oldukça dikkat isteyen aşamalardır.
Saç çizgisi nasıl belirlenir?
İyi bir saç ekim cerrahı hastasına nasıl saç çizgisi belirleyeceğini ve elindeki numunelerle neler yapabileceğini bilip buna göre açıklama yapacaktır. Özellikle başın önden görünen bölümü görsel açıdan çok daha önemlidir. Bu kısım dümdüz çizgi şeklinde olursa ortaya estetik olmayan hatta komik görünümde saçlar çıkacaktır. Kişinin yaşı da bu saç ekim çizgisini belirlemede kriterdir. Doktor zaten bu konuda bilgi vererek hastanın isteği ile doğal olacak görüntü arasındaki farklılıkları detayları ile anlatacaktır.
Ekim aşaması;
Hastanın donör bölgesinden alınan saç kökleri tekrar enjekte edilirken gelişi güzel bir şekilde yapılmayacaktır. Doğru olan; doğru açıdan ve doğru çapta köklerin bu alana ekilmesidir. Bu işlemler oldukça minimal olduğu için titizlik gerektirmektedir. Sabırsız yapıda bir kişi zaten bu alanda cerrahlık yapmayacaktır.
Özel kanal açıcılarla ekilecek saç için doğru çapta kanal açmak da bu işin bir parçasıdır.
Erkeklerin her birinde farklı bir yüz modeli vardır. Bu yapılacak saç ekimi her yüz şekli için ayrı belirlenecek bir durumdur. Çoğunlukta erkeklerin başlarının ön kısmı v şekline benzer bir görünümdedir. Bu görüntü doğallığı bozulmadan uygun şekilde saç ekimi gerçekleştirilmelidir.

Saç ekimi operasyonlarından sonra çıkacak saçların doğal görünmesi için bu ince ayrıntılar önemlidir. Tüm bu ayrıntılara dikkat edecek olan bir doktor ortaya çok doğal olan yeni saç ve yeni bir imaj çıkaracaktır.

SAÇLAR NEDEN BEYAZLAR?



SAÇLAR NEDEN BEYAZLAR?
Saçlar kaçınılmaz olarak zamanla beyazlayan önemli bir aksesuarımızdır. Hepimiz saçlarımızın beyazlayacağını biliriz. Ancak önemli olan bu sürenin daha geç olmasıdır. Genetik olarak saç beyazlamalarında;  bazı kişilerin çok daha genç yaşta hatta ergenlik çağında iken saçlarının beyaz olduğunu görürüz…
Saç neden beyazlar?
Vücudumuzda var olan hidrojen peroksit normal seyrinde parçalanabilmektedir. İlerleyen yaş ile birlikte hidrojen peroksit birikmeye başlamaktadır. Ve sonrasında saç kökünden ucuna kadar olan bölümde renk yapısını kaybederek saçların beyazlamasına sebep olmaktadır.
Kozmetik ürünler saçları beyazlatır mı?
Bu açıdan konuyu ele aldığımızda yine karşımıza kozmetik amaçlı kullanılan saç boyalarında bulunan; hidrojen peroksit çıkmaktadır. Kişinin saçını boyattığı zaman bu boya ile saça nüfus eden hidrojen peroksit direkt saçları beyazlaştırmamasına karşın yoğun miktarda saç boyasına maruz kalan saçların çok daha çabuk beyazladığı görülmektedir.
Saç teli renk olarak birazı siyah dibi beyaz şeklinde olmamaktadır. Tüm rengi beyaz olacaktır.
Saç beyazlamasının önüne geçmek mümkün mü?
Genetik yatkınlıktan kaynaklanıyorsa ve çok erken yaşta başlıyorsa bunun önüne geçebilmek pek de mümkün değildir. Geçici çözüm ile saçlarını sürekli boyamaya yönelen kişiler için bu tutumda yanlıştır. Çünkü içerdiği hidrojen peroksit sayesinde beyaz olmayan saçlarını da tehdit altında bırakacaktır. Var olan beyaz saçlarla yaşamayı kabullenmek gereklidir.
Kozmetik ürünlerden kaynaklanan ya da stres gibi dış etkenlerden kaynaklanabilecek saç beyazlamalarını askıya alıp süreyi uzatmak elbette mümkünüdür. Aslında bu malzemeleri kullanmayıp eğer saç renginde değişikliğe gidilmek isteniyorsa bitkisel içerikli ürünler kullanarak bu oluşumlara zemin hazırlamamak en iyisidir. Stres kaynaklı ise yine bir psikologdan yardım alınabilinir.

Saçların beyazlamasına etken olan her şeyi kendi isteğimizle vücudumuzdan uzak tutabiliriz. Tabii ki biyolojik açıdan buna yatkın değilsek…

SAÇ NAKLİ OPERASYONLARI

SAÇ NAKLİ OPERASYONLARI
Saç ekimi operasyonlarında öncelikle iyi bir kadroya ihtiyaç vardır. Hasta için doğru aday olmak önemli iken uygulayan için de doğru uygulayıcı olmak ilk şarttır. Yani kural 1; doğru aday olmak ve iyi bir cerrahın uyguluyor olması…
Adayın doğru olduğunu anlamak adına bir çeşit form doldurulacaktır. Eş zamanlı olarak çeşitli laboratuar işlemleri yapılabilir. Burada doğru aday olmak için ilk kural; işlemlerin önüne geçecek türde kronik bir rahatsızlığının olmamasıdır. Sonrasında deri ve saç analizleri yapılacaktır. Eğer hasta saç dökülme evresini de tamamlamışsa tam da ekim için doğru adaydır. Uygulayıcının iyi olması demek de; hijyen kuralları, günümüz teknolojisi ve yapacağı işin garantisi ile ilgilidir. Baştan savmacı bir kişi doğru insan değildir. Zaten bu işi yapacak kişide eğitimli cerrah olmalı ve sertifikasının bulunması gerekmektedir.
Sonrasında gün belirlenerek hastalar ilgili kurumda doktoru ile buluşur. Yapılan sınırlı uyuşturma ile saç ekimi için alınacak numunelerin bulunduğu bölüm uyuşmuş olacaktır. Fue tekniği ile ekim yapmak her zaman için daha iyi sonuçlar doğuracaktır. Çünkü saç alınan bölgede yapılan işlemler taneli işlemler olacaktır. Fut tekniği tercih ediliyor ise toplu saç alımları olacağı için bölgesel olarak iz olabilecek ve dikiş işlemlerine gerek görülecektir.

Alınan örnekler çok ince işçilikle cerrahi yöntemle uyuşmuş olan saçsız bölgeye nakil edilecektir. Bu işlemler saç ekim adedine göre ücretlendirilip süresi de buna göre değişkenlik gösterecektir. Saç nakil esnasında burada tecrübe yine devreye girerek; saçın doğru çapta ve oranda nakli gerçekleşecektir. Bu hastadan alınan saçlara tıp dilinde greft denilmektedir. Greftler ne kadar doğru olarak transfer edilirse saçların çıkma aşamasındaki görüntüsü de o denli hoş olacaktır…

SAÇ MEZOTERAPİSİ

SAÇ MEZOTERAPİSİ SAÇ ÇIKARMAK İÇİN Mİ YOKSA SAÇ DÖKÜLMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN Mİ YAPILIR?
Saç mezoterapisin neden yapılır?
§  Birinci neden: saçlar her ne sebepten dökülüyorsa bu dökülmeleri durdurmak için uygulanır.
§  İkinci neden: saçlar her ne sebepten dökülmüş ise ve yeniden dönüşümü yoksa bu dökülen saçların da yeniden çıkmasını sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Bunun için yüzde yüz bir ispat yoktur. Bu konu üzerine halen aktif çalışmalar devam etmektedir. Ancak bazı hastalarda; çıkan saçlarının tekrar yenilerinin geldiği görülmektedir.
§  Üçüncü neden: çıkacak saçların ve var olan saçların daha güçlü ve sağlıklı uzaması için uygulanan bir yöntemdir.
Saç mezoterapisi; yaptıran kişiler özellikle saçlarındaki dökülmenin fark edilir bir şekilde azaldığını görmektedir. Yeni çıkan saçlar daha çabuk uzamakta ve çok daha canlı görünmektedir.
Saç mezoterapisinde; kişiye uygulanan enjeksiyon dökülen saçların yeniden kişiye kazandırıyor olması ilgi çekici kılmaktadır. Her insanda bu farklılıklar gösterebilir. Ciddi derecede saç kayıpları için bu durum farklı olabilir.
Kadın ve erkek arasında fark var mıdır?
Kadınlar ve erkekler arasında dökülme şekilleri daha başkadır. Genellikle erkekler biyolojik yatkınlıklarından dolayı kellik derecesinde saç kayıpları yaşayabilmektedir. Burada asıl olan kaynağa inmektir. Saç dökülme sebebi ne ise ve her hangi bir rahatsızlıktan mı kaynaklanıyor bunun araştırılması çok daha anlamlıdır. Çünkü mezoterapi ile hastalıkların önüne geçmek mümkün değildir.
Burada uygulanan bu yöntemdeki amaç; saç köklerinin beslenmesi, dökülen saçların yeniden çıkarılmayı hedeflenmesi ve dökülmenin durmasını sağlamaktır.

Bu uygulamalar yapıldıktan sonra üç ay gibi bir zamanda etki göstermeye başlayacaktır. bu enjeksiyon içerik olarak; saça fayda sağlayacak vitamin ve minerallerden oluştuğu için saçların daha hacimli ve güçlü olmaları en önemli ayrıntıdır. Ve bu mineraller dökülmelerin de önüne geçebilmektedir.

SAÇ DÜZLEŞTİRİCİ SAÇLARA ZARAR VERİYOR MU?

SAÇ DÜZLEŞTİRİCİ SAÇLARA ZARAR VERİYOR MU?
Saçları düz kullanmak en vazgeçilmez saç modelidir. Her daim geçerliliği olan bu model birçok kadın ve erkeğin hoşuna giden bir tarzdır. Günümüzde teknoloji sayesinde düz saçlara ulaşmak çok zor değildir. Doğuştan insanın saçları düz ise zaten bu anlamda büyük avantajdır. Ancak kıvırcık saçlı ve dalgalı saçlı olan kadınların ilgisini çeken yöntem saçların düzleştirici ile düzleştirilmesidir.
Bu saç düzleştiriciler ya da saç düzleştirme yöntemleri saçlara zarar verir mi?
Brezilya fönü olarak bilinen kalıcı saç düzleştirme yönteminde kullanılan bir takım kimyasal içerik yapılan araştırmalara göre çok da sağlıklı olmadığı açığa çıkmıştır. İçerisindeki maddelerin; içeriğindeki formaldehit saçlara zararlı etkiler verebilmektedir. Saç tellerini yıpratması bilinmesine karşın fayda -zarar ilişkisi düşünülerek tercih edilebilir.
Saçlarda düzleştirici kullanmak da çeşitlerine ayrılan konulardır. Saçlara daha çok zarar veren kurutup yıpratan cihazlar ile saçın nem dengesini bozmadan düzleştiren cihazlar olarak…
Bu cihazlar ıslak saçlara kullanılması sakıncalıdır. Nemli olan saça bir anda şok şekilde sıcak verildiği zaman saç canlılığını yitirerek kırılıp zayıflamaya başlamaktadır.
Duş alınmış temiz saç önce kurumaya alınmalıdır. Kurumuş saç ısısı çok yüksek olmayan cihazla düzleştirilmelidir. Bu şekilde zararların önüne geçmek mümkünüdür. Aynı saç tutamından defalarca geçmek ve saat başı üzerinden düzleştirici ile geçiyor olmak saç tellerine ciddi derecede zarar verebilir.
Saçlarını düz olarak kullanmak isteyenler bu konular için çok aceleci olmamalıdırlar. Düşük ısıda ve özenerek saçı çekmeden düzleştirerek oluşabilecek zararların önüne geçebilirler. Bir diğer önemli nokta yine günlük bu cihazların kullanılıyor olmasıdır. Haftada bir kereden fazla uygulamamak saç sağlığı açısından önemlidir.

Yine seçilecek olan cihazın başlıkları, ısı ayarı ve nem verme özelliklerine göre seçilmesi önemlidir.

SAÇ DÖKÜLMESİNİN HORMONLARLA İLİŞKİSİ

SAÇ DÖKÜLMESİNİN HORMONLARLA İLİŞKİSİ
Saç dökülmeleri her insan için bir problemdir. Saçı dökülen insan evham yaparak arayış içine girer. Bunda şampuan değiştirmek, bitkilerden yararlanmak, çeşitli kozmetik ürünler kullanarak dökülmeleri önlemeye çalışmak en çok tercih edilen yöntemlerdir…
Oysa saç dökülmesinde kaynak sebep önemlidir. Bu dökülmelerin altında yatan hormonsal sebepler de olabilir.
Saç dökülmelerinde hormon etkisi :
Erkeklik hormonu adı verilen testosteron dihidrotestosterona çevirmesi gereken 5-alfa redüktaz enzimi sayesinde olmaktadır. Bu DHT saç üzerindeki etkisini köklerde bulunan reseptörler sayesinde yapmaktadır. DHT sayesinde saç köklerinin yaşam kaliteleri azalarak dökülmelere sebep olmaktadır. Bu sistematik olarak devam ederken saçlı derinin olağan dışı seyreldiği görülür. Kellik derecesine ulaştırabilen bu hormon saç dökülmelerinin temel sebebini oluşturur.
Bu hormonlar erkeklerin hepsinde bulunurken herkeste aynı etkiyi yaratmadığı sorusu akla gelmektedir. Bundaki sebep ise; her canlı daha anne karnında iken saç yapısı hakkında genetik kodlama kazandığıdır. Yani burada devreye aileden alınan genler de girmektedir. Saç kaybındaki asıl neden; saçın foliküllerinin DHT ye geliştireceği genetik duyarlılıktır.
DHT ve testosteron oranı fazlalaştıkça saç dökülme oranı da o kadar hızlı ve çok olacaktır. Kişilerde erkeklik hormonu miktarı önemli olduğu gibi ayrıca; DHT nin de vücutta ne derece üretildiği önemli olmaktadır.
Kadınlarda bu durum açıklanırken; erkek tarzı saç dökülmesi yaşanıyorsa bulunması gerek saçlı derideki androjen reseptörleri miktar olarak olağandan fazladır.
Saç dökülmelerine sebep olan bu hormonal ve genetik sebepler geçirilen rahatsızlıklarla da ilişkilendirilebilir. Yüksek seyirli ateşli hastalıklar da bu hormonsal dengeyi bozabilir.

Saç dökülmesinin sebebin öğrenilmesi insanları sonuca yaklaştıracak ana kuraldır. Bunu anlamak yapılan tetkikler sonucu olacak bir durumdur. İnsanlar kafasına göre hormon dengeleyici ilaçlar ile bu durumun önüne geçmeye çalışmamalıdır.

Mevsimsel Saç Dökülmesi İçin Önlemler

MEVSİMSEL SAÇ DÖKÜLMELERİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER
En çok bahar aylarında saç dökülmeleri yaşanmaktadır. Mevsim geçişleri olarak adlandırılan bu dönemlerde yastıklar hep saç olmakta ve kişiler hep bu durumlar karşısında şikayetçi olmaktadırlar. Alınacak önlemler ile bu durumun önüne geçmek mümkün olabilir. Günlük dökülmüş olan saç sayısı sayılamaz elbette ama ortalama 200 dür. Aslında bu sayının üzerine çıkıyor olmak bu konu için sinyallerin çalmaya başladığı zaman olacaktır.
Mevsimsel saç dökülmesini önlemek için neler yapılabilir?
·         Önce bu konu için doktor tavsiyesi almak tabi ki daha doğrudur.
·         B 12 vitaminini alıyor olmak dökülmeleri önleyebilir. Bunu doktor tavsiyesince medikal olarak alabileceğimiz gibi bitkilerden ve meyvelerden de elde edebiliriz.
·         İyi bir besin kaynağı bu anlamda kabak çekirdeği olabilir. Mevsimsel geçişlerde saç dökülme problemi ile savaşırken bir avuç kabak çekirdeği yemek iyi olabilir.
·         Saç maskeleri de bu dönemlerde imdada yetişebilir. Sinyali alan her saç problemi yaşayan kişi kafasına göre bu maskeleri yapmamalıdır. Bunun için de yine bir doktor yardımı veya bu konuda uzman birinin fikri gerekebilir.
·         Saç diplerine uygulanacak masaj buralarda hareketlenme ile yeni bir yapılandırma oluşturabilir. Uygun yöntemle yapılacak masaj da geçici dökülmelerle savaş da iyi bir tercih olabilir.
·         Çok kaynar su ile yıkamak da saçların kırılıp cansızlaşmasına sebep olur. Saçlarında canlı ve besine ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır. Aşırı sıcak su saç kalitesini bozarak nem dengesi üzerinde olumsuz etki yaratacaktır. Özellikle bu geçiş dönemlerinde daha ılık su ile duş almak iyi gelebilir.
·         Papatya, lavanta gibi bitkisel ürünlerden destek alınabilir. Bu karışımları hazırlamak için aktardan tarif almak gerekebilir.

·         Çinko ve demir içerikli ürünler de dökülmelere iyi gelecektir.

Testesteronun Saç Dökülmesine Etkisi

FAZLA TESTOSTERON HORMONU SAÇ DÖKÜLMESİNE SEBEP VERİR Mİ?
Testosteron hormonu ve saç dökülme problemi arsında mevcut bir ilişki vardır. Özellikle erkek tipi dökülmelerde alın bölgesinin seyrelmesine bu hormonun çoğunlukla sebep olduğu görülmektedir. Sadece bu hormonun yüksek olması tek başına dökülme sebebi olmayabilir. Bu hormonun yükselmesine sebep çeşitli rahatsızlıklar olabilir. Testislerde tümör olması gibi sebepler testosteron hormonunu yükselterek yine saç dökülmesine sebep olabilmektedir. Bu tümörlerin vücuttan alınması sonrasında saç dökülmelerinde ciddi derecede azalma olduğu görülebilir.
Her saç dökülmesi kişiyi bu yönde endişelendirmemelidir. Değişik sebeplerden yine bu hormon yükselebilir. Sadece hormon seviyelerinin değişikliği saç dökülmelerine sebep vermez; ciddi derecede bu sıkıntıları yaşayan kişiler de kaynağa yönelik araştırma yapılmalıdır. Bazen kullanılan jöle ve türevi kimyasal içerikli kozmetik ürünler bazen de stres neden olabilmektedir.
Genetik yatkınlığın bu hormonları yükselttiği ve soya çekim şeklinde saç dökülmelerinin yaşanmış olduğu görülmektedir.
Erkeklerde şakak bölgesinde görülen dökülmeler de dermatologun yaptıracağı hastasına ilk olarak; testosteron seviyelerinin ölçümü olacaktır. Bu hormonun yükselmiş olmasının karşısında doktor hastaya buna uygun tedavi şekli önerecektir.
Bunların yanı sıra; stres, kullanılan ilaçlar gibi dış etkenlerde kontrol altına alınarak uygun tedavi şekli belirlenecektir.
Testosteron hormonunun vücutta az olması gerekir. Bu bir erkeklik hormonudur. Fazlası vücutta birçok hücrenin ölümüne yol açacaktır. En ideali normal sınırlarda olmasıdır. Bunu analiz edebilmek için laboratuar testlerine ihtiyaç vardır. Testosteron hormonunun vücutta fazla salınımı; sinir sistemini de bozarak saldırganlığa da sebep olabilmektedir.

Saç dökülme problemi yaşayan bireyler için bakılması gereken önemli bir testtir. Bu yolla saçın dökülme nedeni de saptanıp buna göre tedavi edilecektir. Özellikle başın yan bölümlerindeki seyrelmede ana sebep olarak görülmektedir.

Erkeklerde Saç Düzleştirme

ERKEKLERDE SAÇ DÜZLEŞTİRME
Kadın, erkek herkesin saç modeli takıntısı vardır. Dalgalı saçlı olan insanlar düz saç isterken; düz saçlı olanlarda dalgalı saça merak sarmaktadır. Bu doğanın kanunudur. İnsanlar hep olmayana doğru akar gider…
Erkekler için de saç önemli bir aksesuardır. Özellikle saçlarını uzatmayı tercih eden erkekler için saçlarına şekil verme problemi biraz daha bariz belirecektir. Bunun için çeşitli ürünler kullanmaya yöneleceklerdir. Düz saçlı olmak isteyen erkekler için de düzleştirici kullanmak iyi gelecektir. Hem ekonomik olması hem de kısa sürede sonuç vermesi ile son yıllarda kuaförleri olumsuz yönde etkileyen saç düzleştiricileri dalgalı ve kabarık saçlı olan erkeklerin de imdadına yetişmiştir.
Saçlarını uzatan erkek bakımlı olmak ister. Güzel saçlarına bakar, yıkar ve şekil veriri. Dalgalı ve kabaran tarzda saçları varsa saçı olduğundan daha kısa görünecektir. Saçlarını düzleştirirse saç boyu açığa çıkacak ve istediği görüntüyü elde edecektir. Hem bu şeklide daha rahat toplayabilecek ve derli toplu bir görüntüye sahip olacaktır.

Erkekler için saç düzleştirmede ilk etapta bu cihazlar el oyalayıcı olabilmektedir. Sonrasında birkaç kullanım sonrasında el alışkanlığı kazanılarak çok daha hızlı ve hoş sonuçlar elde edilecektir. Saçlarını düz tercih etmek yeni bir stil sahibi olmak demektir. Ancak bu seçimler tercih ediliyorken sağlayacağı zararları da göz ardı etmemek gerekir. Zaten erkekler genetik olarak saç kayıplarına maruz kalan cinsiyette insanlardır. Dönüşümü olmayan saç kayıpları yaşanabileceği için bu konu üzerine düşünmek gerekir. Estetik amaçlı yapılacak saç düzleştirme ileriki hayat için olumsuzluklar doğurabilir. Burada asıl olan günlük yaşantıda kullanmak yerine daha özel zamanlarda saçlar düzleştirilmeli ve saçların kuruyup yıpranmasının önüne geçilmelidir. Ve saçlar ıslakken uygulanmamalıdır. Kalıcı olarak da düzleştirme sağlanabilirken bunların sonrasında saç kayıplarına yol açabileceği unutulmamalıdır.